Zonguldak

Zonguldak Adının Kaynağı

Zonguldak adının nereden geldiği ile ilgili çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Zonguldak kent merkezinin bulunduğu alan, eskiden Üzülmez Deresi’nin ağız kesiminde yer alan bir bataklıktı. İlkçağda “Sandraka/Sandrake” adıyla bilinen yerleşim yeri, adını Sandra Çay’ndan (Üzülmez/Zonguldak Deresi) almıştır. Bir başka görüşe göre, yörenin sazlarla kaplı olması nedeniyle “sazlık, bataklık” anlamına gelen “Zonguralık, Zunguralık, Zongalık, Zungalık” sözcüğü zamanla değişerek Zonguldak’a dönüşmüştür. Bu görüşü pekiştiren varsayım ise, sazlık ve bataklığın neden olduğu sıtma hastalığının belirtisi olan “titreten yer” anlamındaki “Zonklatan” sözcüğünden geldiğidir.

Zonguldak Adı Nereden Geliyor?

Diğer söylentilere göre;

Zonguldak ismi Fransızca “zone” ve Türkçe “Göldağı” sözcüklerinin birleşimiyle oluşmuştur.

Zonguldak ve civarındaki kömür ocakları ilk kez Fransızlar tarafından işletilmiştir. Bu dönemde Fransızlar, kömür havzasını belirtmek için bölgede rakımı en yüksek yer olan Göldağı’nı seçmiş ve başına “alan, bölge” anlamına gelen “zone” sözcüğü eklemiştir. “Zone Göldağı” (Zone Ghuen Dagh) sözü halk arasında zamanla Zonguldak halini almıştır.

Zonguldak

Zonguldak Ulaşım

Zonguldak, ülkemiz ana karayolu güzergahlar üzerinde değildir. Bu nedenle Zonguldak’ a düzenlenecek gezilerin il coğrafyası ile sınırlı kalmayıp, Batı Karadeniz tur organizasyonu içinde ele alınması hem seyahat acentaları, hem de yörenin turizme açılması açısından daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

İstanbul yönünden gelenler Düzce sapağından girip, kara ile denizin birleştiği kıyı şeridini izleyerek; Ankara yönünden gelenler ise Yeniçağa (Bolu- Gerede arası) yol ayrımından başlamak üzere bir orman denizinden geçerek ilimize gelirler. Karayolunu yeğleyenler kışın çam ormanlarının yeşilliğindeki kar manzaralarını, baharda yeşilin her tonunu, güz mevsiminde de bir renk cümbüşüne dönüşen doğayı izleme fırsatı bulurlar.

Zonguldak, mavi ile yeşilin kucaklaştığı şirin, serin bir coğrafyaya;kara,deniz,hava ve demiryolu gibi farklı ulaşım olanaklarına sahiptir. ​​​

Zonguldak Coğrafi Yapı

​Zonguldak, Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Karadeniz’e batı ve kuzeyden kıyısı olan bir ildir. 3.309 km²lik yüzölçümüyle Türkiye topraklarının binde altısını kaplar. Karadeniz kıyılarından başlayan il toprakları, kuzeyden Karadeniz, kuzeydoğudan Bartın, doğudan Karabük, güneyden Bolu, batıda Düzce illeriyle çevrilidir.

Zonguldak yönetsel anlamda Merkez İlçe, Alaplı, Çaycuma, Devrek, Gökçebey ve Kdz.Ereğli ilçelerinden oluşmuştur.

YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ

Zonguldak ili çok engebeli bir arazi yapısına sahip olup; il alanının % 56’sı dağlarla, % 31’i platolarla ve % 13’ü ovalarla kaplıdır.

Akarsu vadileriyle yer yer derin bir biçimde parçalanmış olan il toprakları orta yükseklikteki dağlık alanlardan oluşur.

Bol yağışlı bir iklime sahip olan Zonguldak, yerüstü su kaynakları bakımından oldukça zengindir. İlde Filyos Çayı dışında büyük akarsu olmamakla birlikte, çok sayıda akarsu vardır. Bu akarsular, il alanının sık bir vadi ağıyla parçalamıştır.

Zonguldak Dağlar

Ağırlıklı yeryüzü şekillerini oluşturan dağlar; kuzey kesimlerinde 1000 metreyi bulmazken, orta kesimlerde 1200 metreyi aşmakta, güneyde ise yer yer 2000 metreye kadar ulaşmaktadır. Dağlar kıyıya koşut üç sıra oluşturduğundan kıyı ile iç kesimler arasında ulaşım güçleşir. Kıyıya yakın yükseltilerin oluşturduğu dağ sırasının altında zengin taşkömürü yatakları vardır.

Atyaylası Tepesi (710 m), Göldağı (771 m), Kantar Tepe (905 m), Orhan Tepe (920 m), Baba Dağı (1120 m), Soğukoluk Tepesi (1268 m), Kızıl Tepe / Kızıltaş )1468 m) ve Bacaklı Yayla ilin bilinen yükseltileridir.

Zonguldak Vadiler, Platolar, Ovalar

Zonguldak il toprakları sıkı bir vadi ağıyla parçalanmıştır. Bu vadiler kimi kesimlerde genişleyerek düzlükler oluşturmasına karşın, ilde büyük denebilecek bir ova yoktur.

  • Filyos Çayı Vadisi
  • Alaplı Irmağı Vadisi
  • Gülüç Irmağı Vadisi
  • Üzülmez Deresi Vadisi

Zonguldak Kıyılar

Karadeniz boyunca uzanan kıyı şeridinin tek önemli girintisi Kdz.Ereğli yakınlarındaki Baba Burnu’dur.

Doğuda Sazköy’den batıda Alaplı ilçe sınırına uzanan 80 kilometrelik kıyı bandında yer alan pek çok doğal plaj (koy) ve kumsal alanlar yöre halkının yaz aylarında günübirlik kullandığı belli başlı mekanlardır

Zonguldak Akarsuları

Filyos ve Gülüç Çayı; Devrek, Alaplı ırmakları; Üzülmez, Kozlu dereleri yörenin bilinen akarsu kaynaklarıdır. Ayrıca her biri akarsuların denize döküldüğü yer anlamına gelen Küçükağız, Ömerağzı, Çatalağzı (Çatalağız:Bir coğrafya terimi olup, ırmağın denize kavuştuğu yerde lığların birikmesiyle oluşan delta) İnağzı, Değirmenağzı, Çavuşağzı, Alacaağzı, Köseağzı, Mevrekeağzı ve İncivezağzı gibi ağızlara irili ufaklı pek çok dere akmasına karşın, yaz mevsiminde bu derelerin oluşturduğu kanyonların suyu azalmaktadır.

En önemli akarsuyu Filyos Çayı olup 228 km. uzunluğundadır.

Baraj Gölleri ve Göletler

İl sınırları içinde doğal göl bulunmamaktadır. Merkezde Ulutan, Kdz.Ereğli’de Kızılcapınar ve Gülüç baraj gölleri; Çatalağzı’da Dereköy ve Karapınar’da Çobanoğlu göletleri ilin bilinen yapay gölleridir.

Zonguldak Bitki Örtüsü

İl topraklarının % 52’si ormanlık alan (348.612 ha) olup, bunun % 88’i koru, % 12’si baltalık orman niteliğindedir. Ülkemiz ormanları içerisinde zengin bir tür çeşitliliği ile doğal arboretum konumunda olan yöre ormanlarında kayın, meşe, gürgen, kestane, çınar, ıhlamur ve kızılağaç başta olmak üzere % 70’i yapraklı; gürgen, karaçam, sarıçam, kızılçam ve sahil çamı türleriyle % 30’u ibreli ormanlardır. Her mevsimi yağışlı geçen yörenin yükseklikleri iğne yapraklı (köknar, çam), daha aşağıları yayvan yapraklı (kayın, meşe, kestane, karaağaç, ıhlamur, kavak), akarsu kenarları da kavak, söğüt ağaçlarıyla kaplıdır.

Bu ana yeşil dokuyu orman gülü, pırnal meşesi, çoban püskülü, defne, kocayemiş, kızılcık, kiraz, funda, ayı üzümü, kuşburnu, böğürtlen, dağ çileği, eğrelti otu gibi orman altı bitki örtüsü tamamlamaktadır.Zonguldak yöresi endemik bitki varlığı açısından da oldukça zengin bir potansiyele sahiptir.

Ana toprağı Zonguldak olan bu bitkilerin bir bölümü yörenin antik adları ile (phrygia, paphlagonica, galaticus, bihhynicum, pontica…), bir bölümü de mitolojik kaynaklardaki adları ile (delphinium, olympica, heracleum…) bilinmektedir.

Zonguldak İklim

Zonguldak ili ılıman Karadeniz ikliminin etkisi altındadır. Her mevsimi yağışlı ve ılık olan Zonguldak’ta kurak mevsime rastlanılmamaktadır. En fazla yağış sonbahar ve kış mevsimlerinde görülür.

İlde mevsimler ve gece-gündüz arasında önemli bir sıcaklık farkı bulunmamaktadır. Denizden iç kesimlere doğru gidildikçe, iklim biraz daha sertleşir.

Yıllık ortalama sıcaklıklarda il genelinde önemli bir farklılaşma yoktur. Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları ilin en fazla güneşli günlerinin yaşandığı aylardır. Yine bu aylar arasında deniz sıcaklığı ortalama 20 °C düzeyindedir.

Yıllık yağış ortalamasının 1.199 Kg/m² olduğu Zonguldak’ta, en yağışlı aylar 148.65 mm ile Aralık ve 141.72 mm ile Ocak aylarıdır. Yağışlar kıyılardan iç kesimlere doğru gidildikçe hem azalmakta hem de yağmurdan kara dönüşme özelliği göstermektedir.

İlde hakim rüzgar güneydoğu (keşişleme) yönündedir. İkinci derecede etkili rüzgar ise kuzeybatı (karayel) yönündedir.

Zonguldak’ta en düşük nispi nem oranı % 70 olup, ortalama nispi nem oranı % 75’tir.

Zonguldak Jeolojik Yapu

Karadeniz sahilinde Ereğli-İnebolu arasındaki engebeli arazi parçası bugünkü jeolojik bilgilere göre Mezozoik çağa ait bir teşekküldür. Birçok yerde kömür ihtiva eden tabakalar yüzeyde kendini gösterir. Kretesinin altındaki karbonifer şeridi 160 km uzunluğundadır.

Filyos Çayının batısında kalan Zonguldak-Kozlu-Kandilli (Batı Kömür Havzası) Filyos Çayının doğusundaki pencereler (Doğu Kömür Havzası) adını alır. Azdavay ve Söğütözü gibi doğu kömür havzasına ait yerlerde prodüktif kömür damarlarına rastlanır.

Zonguldak sahasında ilk hareketler, Namurian Formasyonunu tabanında meydana gelmiştir. Genel bir yükselme Vise kalkerinin teşekkülüne son vermiş ve ilk kara teressübatı meydana gelmiştir. Alt Namurian’da bazı ilerlemeler ve gerilemeler olmuşsa da Orta Namurian’da kömür havzası açık denizden kesilmiştir. Bütün Namurian Devri, sürekli bir alçalma göstermiştir. Ortalama 1000 metrelik bir çöküntü, bütün kömür havzasında Namurian Devrinin sonunu getirmiştir. Yeni hareketlerle Westfalian Devri başlamıştır. İkinci bir hareket sonucu nehirlerin taşıma gücü artmış, büyük miktardaki teressübat çöküntü halindeki sahaya doğru akın etmiştir. Bu hızlı çöküntü zaman zaman durmuş ve sakin devirlerde,büyük miktarda turba teşekkül etmiştir. Namurian Devrindeki hareketler aynen ve daha yakın yerlerde meydana gelmiştir. Westfalian A’nın üst kısımlarında nehirlerin taşıma güçleri azalmıştır. Westfalian’ın konglomeraları en çok formasyonun alt yarım kısmındadır.

Westfalian B’nin başlangıcında deniz kıyısının gerisindeki alanda bir yükselme meydana gelmiş, nehirlerin taşıma güçleri büyük miktarda artmıştır. Westfalian A’nın konglomeralarından daha büyük ve volkanik menşeli çakılların teşkil ettiği Karadon formasyonu, sahada yüksek dağları ve volkanik hareketlerin varlığını gösterir.

Gelik’in doğusundaki Karbonifer (Göbü Karboniferi) adını alır. Bu karbonifere Delikli Meşe Karboniferi adı da verilir.

Westfalian A,C ve belki D Konkordan Westfalian A’nın üzerinde yatmaktadır . Bu devrin başlangıcında, nehirlerin taşıma kabiliyetinin büyük olması bu formasyonun başlangıcında büyük miktardaki konglomeralarla kendini göstermektedir. Westfalian B’nin büyük parçalı tabakaları, Westfalian A’ya göre daha fazla volkanik taş ihtiva etmektedir. Bu formasyonda da bazı kömür damarları vardır, fakat damarlar ya çok ince veya istihsal için çok şistlidir.

Zonguldak Kömürün Oluşumu

Kömür Oluşumu; Kömür değişik oranlarda organik ve inorganik yapıcı ve bileşenler içeren tortul kayaçtır. Doğada yapı, doku, bileşenler ve köken açısından, birbiriyle tam anlamda özdeş iki kömür oluşumuna rastlamak hemen hemen olanaksızdır.

Kömürü yapan ana element karbondur.Bu nedenle oluşumu karbon çevrimine çok bağımlıdır. Kömür evrimi bataklıklarda başlar. Kömürleşmenin başlıca kaynakları bitkiler ile havadan veya yüzeysel sulardan alınan karbondioksittir. Mağmanın içerdiği gaz, buhar ve çözeltiler karbon çevrimine katılır. Hava ve sudaki karbondioksitin önemli bölümünü bitkiler özümler, yaşamları için gerekli olanı yapılarında tutarlar. Karbondioksitin suda çözünen bölümü, karbonatlı kayaçlarda ve organik tortularda birikir. Bunların başkalaşması sonucu tekrar çevrime katılır.

Kömür; Uygun ortamlarda, bataklıklarda bozunma ve çürümeden kurtulan bitki kalıntı birikimlerinin,zamanla biyokimyasal ve fiziksel etkilerle değişimi sonucu oluşur. Biyo kimyasal evrede Turbalaşma, dinomokimyasal veya başkalaşma evresi ise kömürleşmedir. ​

Zonguldak Demografik Veriler, Zonguldak İlçeleri

Zonguldak Merkez, Alaplı, Çaycuma, Devrek, Gökçebey, Kdz. Ereğli, Kilimli ve Kozlu olmak üzere sekiz ilçeye sahip olup 2020 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine göre 591.204 kişilik nüfusu vardır. Nüfus yoğunluğu ise 179 kişi/km2’dir. 380 köy, 176 mahalle, 17 belde ve 8 ilçeden oluşan Zonguldak’ta kent nüfusu 367.758 (%62,2), kır nüfusu 223.446 (%37,8) kişiden oluşmaktadır.

Zonguldak İdari Yapı

1920 yılına kadar kaza olarak yönetilen Zonguldak 1 Nisan 1924’te il olmuştur. Böylece Cumhuriyet sonrası kurulan ilk il olma özelliğini elde etmiştir. 1927 yılında Safranbolu kazası, 1944 yılında ilçe olan Çaycuma ve Ulus, 1953’te Karabük ve Eflani, 1957’de Kurucaşile, 1987’de Alaplı, Amasra ve Yenice kasabaları, 1990’da ilçe olan Gökçebey Zonguldak’a bağlanmıştır. 28.08.1991 tarihinde Bartın’ın il olması sonucu Bartın’ın yanı sıra Amasra, Ulus, Kurucaşile, 06.06.1995 tarihinde ise Karabük’ün il olmasıyla Eflâni, Safranbolu ve Yenice ilçeleri Zonguldak’tan ayrılmıştır. 1990’lı yıllara kadar bu üç ili bünyesinde barındıran ve Merkez, Karadeniz Ereğli, Devrek, Safranbolu, Çaycuma, Devrek, Ulus, Karabük, Eflani, Kurucaşile, Amasra, Yenice ve Gökçebey olmak üzere onüç ilçesi ile Kuzeybatı Anadolu’nun büyükçe bir ili iken belirtilen illerin ve ilçelerin ayrılmasıyla Zonguldak’ın ilçe sayısı beşe düşmüştür. 2012 yılı sonunda Kozlu ve Kilimli Beldelerinin de ilçe olmasıyla bugünkü idari yapısına kavuşmuştur. Zonguldak bugün idari anlamda Merkez ilçe, Kozlu, Kilimli, Alaplı, Çaycuma, Devrek, Gökçebey ve Kdz. Ereğli İlçelerinden oluşmakta, merkez ilçeler ve ilçelere bağlı toplam 25 belediyesi ve 380 köyü bulunmaktadır.

Zonguldak Temel İstatistikler – Zonguldak İl Nüfusu

İstatistiki BilgilerDeğerler
İl Nüfusu (2020 yılı ADNKS)591.204
Kent Nüfusu ve Oranı (2020)367.758 (% 62,2)
Kır Nüfusu ve Oranı (2020)223.446 (% 37,8)
Kıyı Uzunluğu80 km
Yüzölçümü3.310 km2
Nüfus Yoğunluğu (Km2 Başına Yaşayan İnsan)179 kişi/km2
Yıl Boyu Ortalama Sıcaklık (1991-2020) (MGM)14,0 °C
Yıl Boyu Ortalama Yağışlı Gün Sayısı (1991-2020) (MGM)152,2 gün

Zonguldak Ekonomi

Zonguldak ilde bulunan doğal kaynakların yönlendirdiği bir ekonomik yapı göstermektedir. İl tarım dışı kesimlerin ağırlık kazandığı bir kaç ilden biridir.

Zonguldak, yeraltı kaynakları açısından zengin illerden biridir. Zonguldak’ ta taşkömüründen başka, alüminyum (boksit), demir, manganez, barit, dolamit, kalker, kuvarsit, şiferton yatakları bulunmaktadır. Bunlardan manganez, kalker ve şiferton yatakları işletilmektedir

Taşkömürü Havza Sınırları

İmtiyaz sahası; 3.885 km2 si karada, 3.000 km2 si de denizde olmak üzere 6885 km2 lik bir alanı kapsamaktadır

Kuzeybatı Anadolu Taşkömürü Havzası Zonguldak ve Kastamonu illerinin, Kdz. Ereğli ilçesinden Cide-Azdavay ilçesine takiben 150 km’lik bir sahil şeridi bulunur. Beş ayrı üretim bölgesinde taş kömür rezervleri henüz tam anlamıyla tespit edilmiş değildir. Bilinen rezervler deniz seviyesinden -1200 m derinliğe göre hesaplanmıştır. Bugüne kadar yapılan araştırma ve hesaplamalara göre 2011 yılı sonu itibariyle 515 milyon tonu görünür, 369 milyon tonu mümkün,425 milyon tonu muhtemel ve 8 milyon tonu hazır olmak üzere toplam 1 milyar 317 milyon ton taşkömürü rezervleri belirlenmiştir.

Taşkömürünün Ülke Ekonomisinde Yeri

Başta Demir Çelik olmak üzere enerji, gıda, tehsin, çimento vs. metalürji Endüstrisinin tüm kesimlerinde ihtiyaç duyulan en önemli hammaddelerden biri de metalürji koktur

1970 yılından itibaren ülkemizde gelişen Demir Çelik sektörünün ihtiyacı iç üretimle karşılanamaz olmuş ve ithal taşkömürünün ülke ekonomisine girişi kaçınılmaz hale gelmiştir. 1973 yılında 16 bin ton ile başlayan ithalat, diğer sanayi sektörlerinde de ithalata yönelmesiyle 1997 yılında yaklaşık 9,5 milyon tona ulaşmıştır. 1997 yılı itibariyle taşkömürü üretiminin ülke ekonomisine katkısı 105.9 milyon dolardır

Taşkömürü İşletmeciliğinin Tarihçesi

1829 da taşkömürünün, Zonguldak Ereğli ilçesi Kestaneci köyünden Uzun Mehmet tarafından bulunduğu kabul edilir.

İşletmecilik Başlangıcı ( 1843 – 1848)

1830 – 1848 tarihleri arasındaki arama ve işletmecilik faaliyetleri hakkında çok ayrıntılı bilgi olmamakla birlikte; 1843 tarihli resmi belgelerde, Ereğli ve Amasra’da üretilen “vapur kömürünün” İstanbul’ da pazarlamasından ve gerekli düzenlemelerin yapılmasından sonra devlet hazinesine sağlayacağı katkıdan söz edilmektedir. 1848’ de yapılan inceleme ve düzenlemelerle, Ereğli – Amasra arasında “taş kömürü bulunan yerler” saptanarak “havza sınırları” ilk kez belirlenmiştir.​

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir