Vay anasının…

2020 yılında PTT Kargo ile 1 adet kitabı 3 TL’ye yolluyordum.
2021’de 7 TL’ye yolluyordum.
2022’de 12 TL’ye yolluyordum.
2023’ün ilk 7 ayında 20-21 TL’ye yolluyordum.

1 Ağustos itibariyle 1 adet kitabı 36 TL’ye göndermeye başladım.

3 yılda artış yüzde 1200’dür.

3 yıl önce ABD Doları 7-7,5 TL idi. Dolar 3 yılda yaklaşık olarak 4 kat arttı. Ancak PTT Kargo‘nun taşıma bedeli 12 kat arttı.

Saygılarımı sunuyorum. Bu başarıda imzası olanları kutluyorum.

***

Berlin’de Hakimler Var

Alman Kralı 2. Frederick 1750 yılında Potsdam’dan geçiyor. Orayı çok beğeniyor ve “Bana şuraya bir saray yapın” diyor.

Ertesi gün adamları gidip bakıyorlar, Kral’ın beğendiği yerde bir değirmen. Adamlar kapıyı çalıyor, yaşlı değirmenci açıyor.
-Buyurun?
-Bizi Kral gönderdi. Burayı görüp çok beğendi, satın alacak. Kaç para?
-Satmıyorum ki ne parası?
-Saçmalama Kral istedi.
-Bana ne. Ben satmadıktan sonra kimse alamaz ki.

Adamları gelip Kral’a diyorlar ki,
-Efendim beğendiğiniz yerdeki değirmenci deli. Satmıyorum dedi.
-Çağırın bakalım bana şu adamı.
Değirmenci gelip, Kral’ın karşısında duruyor. 2. Frederick;
-Yanlış anladınız herhalde beyefendi, ben satın almak istiyorum orayı. Kaç para?
-Yoo yanlış anlamadım, adamların da dün bunu söyledi. Satmıyorum!
-Beyefendi inat etmeyin, paranızı fazlasıyla vereceğim.

-Sen koskoca kralsın, paran çok. Git Almanya’nın her yerine saray yap. Burayı benden önce babam işletiyordu. Ona da babasından kalmış, ben de çocuğuma bırakacağım. Satmıyorum!
2. Frederick ayağa kalkıyor,
-Unutma ki ben Kralım!
Değirmenci bakıyor ve diyor ki,
-Asıl sen unutma ki Berlin’de hakimler var!

Hiçbir güç, hiçbir siyaset, hiçbir iktidar kral bile olsa adalet-ten üstün değildir. Hiç kimse adaletin üstüne çıkamaz. Orada oturamaz. Bugün bütün ülkeler hukuk fakültelerinde bu olayı anlatırlar. “Berlin’de hakimler var!”
Potsdam’da Sansosi Sarayı. Saray ve değirmen yan yana. Kral ve değirmenci adaletle komşu oluyor.
Sabahları II. Frederick arka bahçeye çıktığında değirmenci sesleniyor,
-Hey Frederick, ekmek yaptım göndereyim mi?
2. Frederick diyor ki,
-Adalet her sabah bana, sıcak bir ekmek kokusuyla gelirdi.

***

Karınca

Küçük bir karınca her sabah erkenden işine gelir ve neşe içinde çalışmaya başlardı… Çok çalışır, çok üretirdi. Bunları keyif içinde yapardı.

Patronu aslan, karıncanın başında yöneticisi olmadan kendiliğinden bu kadar hevesle çalışmasına çok şaşırırdı…
Bir gün kârı ve verimliliği arttırmak için aklına parlak bir fi-kir geldi… Eğer karınca, başında bir yönetici bile olmadan bu kadar üretken olabiliyorsa, bir de başarılı bir yöneticisi olsa kim bilir neler yapardı?

Bunun üzerine, müthiş bir yöneticilik kariyeri olan ve yazdığı raporlarla ünlü hamam böceğini işe aldı… Hamam böceği işe öncelikle bir “saat” alarak başladı… Böylece karıncanın çalıştığı saatleri tam olarak ölçebilecekti… İş saatlerinde gevşekliğe müsaade etmeyecekti… Elbette raporlarını düzenleyecek bir sekretere de ihtiyacı olacaktı… Bu nedenle hem telefon trafiğini yönetmek ve hem de arşiv işleri için örümceği işe aldı…

Aslan, gelişmelerden çok memnundu… Hamam böceğinin ha-zırladığı raporlar gerçekten harikaydı… Hatta ondan üretim hızını ölçen ve karlılığı analiz eden renkli grafikler de hazırlamasını istedi… Böylece bu raporları ortaklarına sunum yaparken kullanabilecekti…

Hamamböceği, bu raporları üretebilmek için yeni bir bilgisayara ve donanıma ihtiyaç duydu… Artık artan ekipmanlar için de artık bir bilgi işlem departmanı oluşturmanın zamanı gelmişti…

Bu işleri idare etmek için sineği işe aldı…

Bir zamanlar mutlu, üretken ve rahat olan karınca bu yeni toplantı düzeninden ve evrak işlerinden yılmıştı… Zamanın büyük bir kısmını sorulan soruları cevaplamak ve evrak işleri yapmakla geçiriyordu… Aslan, karıncanın bölümünün giderek büyümesinden memnundu… Bölümü daha da büyütmek üzere bir üst yöneticiye ihtiyaç olduğunu düşündü… Ve bölüm başkanı olarak başarıları ile ünlü ağustos böceğini işe aldı…

Kendi rahatına ve keyfine düşkün ağustos böceğinin ilk icraatı ofisi rahat edebileceği yeni mobilyalarla döşemek oldu… Tabii ki kendisinin yeni bir bilgisayara, bütçe kontrol ve stratejik verimlilik planı hazırlanması için kişisel bir yardımcıya ihtiyacı vardı… Bunun üzerine eski işyerindeki yardımcısını işe aldı…

Karıncanın çalıştığı yer giderek kimsenin gülmediği, neşesiz ve mutsuz bir mekâna dönüşmüştü…
Ağustosböceği, patronu aslanı ortamın ruh halini değiştirecek bir çalışma yapılması gerektiğine ikna etti…
Bunun üzerine, karıncanın bölümünde olup bitenleri gözden geçiren aslan, üretimin ve karlılığın dramatik bir şekilde düştüğünü fark etti…

Hemen, son derece itibarlı ve iyi tanınmış bir danışman olan baykuşu sorunu çözmesi için işe aldı… Baykuş, karıncanın departmanında 3 ay geçirdi… Bu hummalı çalışmanın ardından ciltlerce süren muhteşem bir rapor yazdı…
Raporun sonucu şuydu: “Departmanda aşırı istihdam vardı…”

Aslan, raporu inceledikten sonra dramatik bir karar verdi… Aşırı istihdamı yok etmek için birilerini işten atmak zorundaydı… Kimi atsın kimi atsın derken, yeni durumdan en mutsuz olan ve tavırları gittikçe olumsuz hale dönüşen “karıncaya” gözü takıldı… Karınca diğerlerine göre, en mutsuz ve çalışma isteğini kaybetmiş kişi olarak gözüküyordu… Aslan kararını verdi: “Karıncayı işten çıkartacaktı…”

Karıncanın üretimini artırmak üzere kurulan, sistem karıncanın işten atılmasıyla sonuçlanmıştı…

Ali Özdemir
(Eğitimci/Yazar)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir