Değirmenin suyu

Eşi ve kendisi üniversitede akademisyen olan bir tanıdım 8 milyon TL’ye aldığı lüks villada oturuyor ve üzerlerine kayıtlı 2 adet 2,5 milyon TL’lik SUV taşıta biniyorlar. Konutlarındaki sadece akıllı ev yönetim elektronik sisteminin maliyeti 200 bin TL. Tüm eşyaları ithal ve en üst segmentten markalar söz konusu…

Değirmenin suyu

Günümüzde bir akademisyen ortalama 25-40 bin TL arası aylık gelire sahip. Bu gerçekliğe göre üniversitede haftada sadece 15-20 saat, slayt okumadan ibaret ders veren kişiler nasıl oluyor da oluyor böyle şatafat içinde yaşayabiliyor.

Rahmetli İzzet Baysal debdebe içinde yaşayan, hiçbir şey üretmeyen akademisyenleri görseydi yaptırdığı binaları sanırım huzurevine çevirtirdi.

Vergi ve kara para ile ilgili devlet birimleri insanların mal varlığına, kredi kartı harcamalarına bakarak bir tarama yapsalar Türkiye’nin tüm borcunu ödeyecek kadar gelir elde edilebilir.

Bu ülkede halkın yüzde 60’lık dilimi asgari ücret düzeyinde gelirle yaşarken yüzde 10-20’lik dilim hiç vergi bile ödemeden yağ bal içinde yaşayabiliyor.

8 milyonluk villada yaşayan tanıdığım meskeni alırken tapuda bunu 2 milyon TL olarak beyan ettiklerini de büyük bir marifetmiş gibi söyledi… Tapu daireleri bu çirkinliklere neden göz yumar anlamış değilim…

Döviz neden artıyor?

Bir toplum her bayramda 9 gün tatil yaparsa, yılın yarısını ıvır zıvır sebeplerle boş geçirirse, tüketim tamamen ithalata dönük olursa, çiftçilik hor görülürse orada milli paranın esamisi okunmaz.

2 bin yılında 0,6 TL olan dolar, aradan geçen 23 yılda 23 TL’ye yükselerek 38 kat yükselme başarısı göstermektedir. Gürcistan, Bulgaristan, Papua Yeni Gine, Suriye gibi sıradan ülkelerin parası bile TL’yi ezmektedir.

Tutumlu, üretici yaşamayı öğrenmedikçe paramız erimeye devam edecektir.

Ali Özdemir
(Eğitimci/Yazar)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir